Anadolu’da sıkça kullanılan sözlerden biridir; “İnsanın niyetine su katılmaya görsün; kişilik hamuru mayalanmaz.” Niyette eğer kötü bir eğilim varsa,kişi olayları kendine yarar kötü taraflarını görür.

BİK Genel Müdür Cavit Erkılınç gibi iyi bir niyetle oturup kalkan,lafı evirip çevirmeden doğrudan ortaya koyan insanların samimiyetini sorgulamak kimsenin haddine değildir.Bu insanlar oturdukları koltuktan değil,ortaya koydukları performanstan güç alarak koltuklarına güç verirler.

Kötü bir niyetten yada kötülükten beslenen insanlar ise daima kışkırtıcı ve ayrıştırıcıdır. Kötülükten beslenenler, birilerine çamur atarak,yada kavga ettirerek,kendilerine malzeme çıkarmaya çalışırlar. Bu gibi insanlar için “Durumdan vazife çıkarmak” deyimi tam da yerine oturur. Bu oyunu bozarak tuzağa düşmemenin en kolay yolu da niyette kötü insanların gerçek niyetleri ortaya koymakla mümkün olur.

Öylede oldu...

Esasen; Basit gibi görünen olayların içinde mühim şeyler gizlidir.40 yıla yakın mesleki hayatımda şunu gördüm; Gazetecilik kisvesi altında karalama kampanyasının parçası haline gelen üç beş deccalın kullandığı ifadelerin ne toplumda nede kamuda karşılığı olmaz.

Kısa bir değerlendirmenin ardından dönelim esas konumuza..

Basın sektörü, hem demokrasinin hem de toplumun sigortası konumundadır. Gelinen noktada ise Yerel Medya organlarının sürdürülebilirliği ciddi tehditlerle karşı karşıya. Bir mücadele veriliyor.Bu mücadelede Basın İlan Kurumu'nun üstlendiği “Rol” hayati bir önem taşıyor.

Geçen hafta BİK Bölge Müdürü Osman Başeğmez’in de katkılarıyla Bursa'da gerçekleşen bölge toplantısında, Genel Müdür Cavit Erkılınç’ın samimi ve net açıklamaları, bu mücadelenin nasıl yürütülmesi gerektiğine dair önemli ipuçları verdi.

Erkılınç, basın kuruluşlarının kaderinin ortak olduğunu ifade ederek, medya sahiplerine, "Emekçilerinizle ekmeğinizi bölüşmekten çekinmeyin, Maaşlarını zamanında ödeyin. Her ayın 1 ile 5’i arasın da her çalışan maaşını almış olsun." çağrısında bulunarak uyarısın yaptı. Bu çağrı, sadece sektörde çalışanlar için değil, toplumun haber alma hakkı açısından da oldukça anlamlı. Çünkü sağlam bir basın yapısı, emekçilerin hak ettiği koşullarda çalışmasıyla mümkün olacaktır.

Toplantıda, resmi ilan ve reklamların işleyişine dair sorunlara dikkat çekilirken, "Kayıp kaçak ilan ve reklamlarla mücadele" vurgusu da öne çıktı. Merdiven altı yayınların yarattığı haksız rekabet ortamının, basın sektörünün zararına olduğu aşikâr. Bu noktada, yasa dışı faaliyetlerin önüne geçmek için ortak bir mücadele şarttır. BİK Genel Müdürü Erkılınç’ın ifade ettiği gibi, bu kararlı mücadele hem basının hem de toplumun geleceği için büyük bir adım olarak dikkate alınmalıdır.

Bir diğer önemli konu ise 2025 yılı Ocak ayında yapılacak genel kurulla ilgili açıklamalardı. Genel Müdür Erkılınç, bu sürecin “Adil ve Demokratik” bir ortamda gerçekleşmesi gerektiğine vurgu yaptı. Seçimlere yüksek katılım çağrısı, sektör temsilcilerinin iradesinin güçlü bir şekilde yansımasını sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki, sektörün sorunlarını çözmek ve geleceğini şekillendirmek, güçlü bir temsille mümkündür.

Toplantının en çarpıcı mesajlarından biri ise Erkılınç’ın şu ifadeleriydi: "Gelin bu günü milat kabul edelim ve gelirinize ortak alan merdiven altı yayınların hayat damarlarını kurutalım."

Bu çağrı, basın sektörünün tüm paydaşları için bir dönüm noktası olabilir. Ortak mücadele sayesinde yalnızca medya sahipleri değil, toplumun tamamı kazanacaktır.

Netice olarak;

Bugün, basının içinde bulunduğu sıkıntıları aşmak için Genel Müdür Erkılınç’ın toplantıda kullandığı ifadeleri dikkate alarak harekete geçme zamanı. Bu mücadele, dürüst ve şeffaf bir medya düzenini sağlamak adına biz medya yöneticileri başta olmak üzere hepimizin sorumluluğundadır.

BİK Genel Müdürü Cavit Erkılınç’ın hayal ettiği projelerin hayata geçirilmesiyle, yalnızca basın sektörü değil, Türkiye’nin demokrasi kültürü de güçlenecektir. Bu hedef doğrultusunda atılacak her adım, geleceğe bırakacağımız en büyük miras olarak sayfalarda yerini alacaktır.