Terör örgütü PKK’ya karşı amansız mücadelenin devam ettiği şu günlerde, “9 Askerimiz şehit oldu” haberinin ardından,memleketimiz için bir şeyleri konuşmanın ve yüksek sesle dillendirmenin zamanı geldi de geçiyor....İçimiz acıyor
Esasen Türkiye’yi sevmek sorumluluğu altında düşüncelerimizin “yetim” kalmasına fırsat vermeden yoz ve bağnaz düşüncelerden kurtularak, hem, güzellikleri paylaşmak ve yaşatmak kadar, içimize acıtan reel manzara karşısında çirkinliklerin teşhiri de toplumsal huzurumuz için önemlidir diye düşünüyorum.
Esasen, ahlakın darmadağın edildiği, siyasetin akıl ve vicdan tanımayan yüzünün azmanlaştığı, sahte sevgiler ve iğrenç kahpelikler ardına saklanmış insanların ülkenin gelişmesi, güzelleşmesi, kalkınmasına dönük bir çalışma içinde olmaları elbette beklenemez.
Ayrıca bu tip insanlar siyasetin niteliksiz gölgesinde barınırsa,ülkeye hiçbir faydası olamayacağı gibi, saf insanların aklını da ve geleceğini de ipotek altına alır.Ülkenin gelişmesi,insanların rahat ve mutlu bir yaşam sürdürmesi bir yana bu sefer ihanetin içinde yer alıp,bu memlekette yaşayan herkese kötülük etmiş olurlar.
Herkesin ortak kaygısı budur.
Bu kış aylarından terör odaklarını yok etmek,ülkenin güvenliğini sağlamak için gece gündüz demeden mücadele eden Mehmetçiğe alçakça pusu kuranlar mutlaka misliyle cevabını alıyor…Gereken ne ise yapılmaya da devam edilecek.
Nasıl ki yurt içinde bitirildiler,sınırlarımızda da bitecekler..Buda zerre kadar şüphemiz yok..
Bir de bunların siyasi uzantıları var..Asıl önemli konu..
Damarlarında kuruyan “Vatan sevgisinin” en açık göstergesi kan yerine İHANET ve Hainliğin akmasının,bir ülkeyi nerelere götürmek istediği son birkaç aydır daha net ortaya çıktı.
Kürtler adına mücadele ettiklerini söyleyenler, Kürtlere en büyük ihaneti yapmış,binlercesi yerinden yurdundan edilmiştir.
Bugün gelinen noktada Türkiye büyük devlet olmanın gereklerini yerine getirirken yaşadığı sancılara rağmen,özellikle PKK ve diğer terör örgütlerine tarihinin en büyük darbesini vurmuştur.
Anadolu’nun dört bir tarafına şehit cenazeleri gelirken,tabi içimiz acıtan vahim olaylarda yaşanmıyor değil.
Bu devletten maaş alanların terörist cenazelerinde boy göstermesi,teröristler için taziye çadırlarında yerini almasının kabul edilir bir tarafı yoktur.Devletten maaş alıp,devlete ihanet içinde olanların en kısa zamanda gerekli cezaya çarptırılmaları herkesin ortak arzusudur. Milletvekili ise dokunulmazlıkları mutlaka ama mutlaka kaldırılmalıdır.TBMM milletin meclisidir.Kendisini “Teröristlerin temsilcileri” gibi gören zihniyet mutlaka o önemli makamlardan uzaklaştırılmaları sağlanmalıdır.
Toplumların hayatında büyümek ve gelişmek hep ileriye doğrudur ; istikamet hep daha çağdaş bir kalkınmışlığa doğrudur. Ama ne yazık ki ülkenin istikrarlı büyümesine karşı çıkanların ayak oyunları,onların taşeronları ülkeye sadece zaman kaybettiriyor.
Bu memleket için seve seve canını verecek olan insanların, yapacağı tek şey,terörle mücadele eden nitelikli yapıyı organize eden insanlara inanmak ve güvenmektir.
Kendi istek ve egoları doğrultusunda ihanet içinde olanlar ,ülkemizde yaşamı sevimsizleştirip, insanımızı mutsuz ederek Güneydoğu’da yaşan kürt halkının kimyasını bozmuştur.
Şimdi, Kürt halkı, kayıp günlerin ardından örgüt tarafından ayağına vurulan prangadan kurtuluyor,ihanet çetelerine direniyor.Sona yaklaşıldı..
Sokak çağrıları karşılık bulmuyor, halk devletinin yanında yer alıyor. İlçelerde cedde ve sokaklar kahraman güvenlik güçleri tarafından ev ev temizleniyor…
Kısaca,aklın,gözün ve gönlün estetiğini bozup ülkeyi sevimsizleştirmek isteyenleri bu ülke tanıyor… Ülke insanı da tanıyor…
Yazımızı bir hikaye ile sonlandıralım:
Yaşlı bir adam, sabah erken evinden çıkmış yolda ilerlerken, bir bisikletlinin kendisine çarpması ile yere yuvarlanmış ve hafif yaralanmış. Sokaktan geçenler, yaşlı adamı hemen en yakın sağlık birimine ulaştırmışlar.
Hemşireler, adamcağızın yarasına pansuman yapmışlar, ama 'biraz beklemesini ve röntgen çekerek her hangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini söylemişler.Yaşlı adam huzursuzlanmış ve acelesi olduğunu, tetkik istemediğini söylemiş.
Hemşireler merakla acelesinin sebebini sormuşlar. Adamcağız da: 'Karım huzur evinde kalıyor, her sabah onunla kahvaltı etmeye giderim, geç kalmak istemiyorum.' demiş.
'Karınızın, siz gecikince merak edeceğini düşünüyorsunuz herhalde.' Demiş bir hemşire. Adam üzgün bir ifade ile 'Ne yazık ki karım alzheimer hastası ve benim kim olduğumu bilmiyor.' demiş.
Hemşireler hayretle: 'Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor, neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşturuyorsunuz?' demişler.
Adam buruk bir sesle 'Ama ben onun kim olduğunu biliyorum.' demiş.
Fazla söze ne hacet….
Bizde bu hainlerin-Alçakların kim olduğunu biliyoruz…
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan Akyıldız
Kahpelerden bir şey beklenmez…
Terör örgütü PKK’ya karşı amansız mücadelenin devam ettiği şu günlerde, “9 Askerimiz şehit oldu” haberinin ardından,memleketimiz için bir şeyleri konuşmanın ve yüksek sesle dillendirmenin zamanı geldi de geçiyor....İçimiz acıyor
Esasen Türkiye’yi sevmek sorumluluğu altında düşüncelerimizin “yetim” kalmasına fırsat vermeden yoz ve bağnaz düşüncelerden kurtularak, hem, güzellikleri paylaşmak ve yaşatmak kadar, içimize acıtan reel manzara karşısında çirkinliklerin teşhiri de toplumsal huzurumuz için önemlidir diye düşünüyorum.
Esasen, ahlakın darmadağın edildiği, siyasetin akıl ve vicdan tanımayan yüzünün azmanlaştığı, sahte sevgiler ve iğrenç kahpelikler ardına saklanmış insanların ülkenin gelişmesi, güzelleşmesi, kalkınmasına dönük bir çalışma içinde olmaları elbette beklenemez.
Ayrıca bu tip insanlar siyasetin niteliksiz gölgesinde barınırsa,ülkeye hiçbir faydası olamayacağı gibi, saf insanların aklını da ve geleceğini de ipotek altına alır.Ülkenin gelişmesi,insanların rahat ve mutlu bir yaşam sürdürmesi bir yana bu sefer ihanetin içinde yer alıp,bu memlekette yaşayan herkese kötülük etmiş olurlar.
Herkesin ortak kaygısı budur.
Bu kış aylarından terör odaklarını yok etmek,ülkenin güvenliğini sağlamak için gece gündüz demeden mücadele eden Mehmetçiğe alçakça pusu kuranlar mutlaka misliyle cevabını alıyor…Gereken ne ise yapılmaya da devam edilecek.
Nasıl ki yurt içinde bitirildiler,sınırlarımızda da bitecekler..Buda zerre kadar şüphemiz yok..
Bir de bunların siyasi uzantıları var..Asıl önemli konu..
Damarlarında kuruyan “Vatan sevgisinin” en açık göstergesi kan yerine İHANET ve Hainliğin akmasının,bir ülkeyi nerelere götürmek istediği son birkaç aydır daha net ortaya çıktı.
Kürtler adına mücadele ettiklerini söyleyenler, Kürtlere en büyük ihaneti yapmış,binlercesi yerinden yurdundan edilmiştir.
Bugün gelinen noktada Türkiye büyük devlet olmanın gereklerini yerine getirirken yaşadığı sancılara rağmen,özellikle PKK ve diğer terör örgütlerine tarihinin en büyük darbesini vurmuştur.
Anadolu’nun dört bir tarafına şehit cenazeleri gelirken,tabi içimiz acıtan vahim olaylarda yaşanmıyor değil.
Bu devletten maaş alanların terörist cenazelerinde boy göstermesi,teröristler için taziye çadırlarında yerini almasının kabul edilir bir tarafı yoktur.Devletten maaş alıp,devlete ihanet içinde olanların en kısa zamanda gerekli cezaya çarptırılmaları herkesin ortak arzusudur. Milletvekili ise dokunulmazlıkları mutlaka ama mutlaka kaldırılmalıdır.TBMM milletin meclisidir.Kendisini “Teröristlerin temsilcileri” gibi gören zihniyet mutlaka o önemli makamlardan uzaklaştırılmaları sağlanmalıdır.
Toplumların hayatında büyümek ve gelişmek hep ileriye doğrudur ; istikamet hep daha çağdaş bir kalkınmışlığa doğrudur. Ama ne yazık ki ülkenin istikrarlı büyümesine karşı çıkanların ayak oyunları,onların taşeronları ülkeye sadece zaman kaybettiriyor.
Bu memleket için seve seve canını verecek olan insanların, yapacağı tek şey,terörle mücadele eden nitelikli yapıyı organize eden insanlara inanmak ve güvenmektir.
Kendi istek ve egoları doğrultusunda ihanet içinde olanlar ,ülkemizde yaşamı sevimsizleştirip, insanımızı mutsuz ederek Güneydoğu’da yaşan kürt halkının kimyasını bozmuştur.
Şimdi, Kürt halkı, kayıp günlerin ardından örgüt tarafından ayağına vurulan prangadan kurtuluyor,ihanet çetelerine direniyor.Sona yaklaşıldı..
Sokak çağrıları karşılık bulmuyor, halk devletinin yanında yer alıyor. İlçelerde cedde ve sokaklar kahraman güvenlik güçleri tarafından ev ev temizleniyor…
Kısaca,aklın,gözün ve gönlün estetiğini bozup ülkeyi sevimsizleştirmek isteyenleri bu ülke tanıyor… Ülke insanı da tanıyor…
Yazımızı bir hikaye ile sonlandıralım:
Yaşlı bir adam, sabah erken evinden çıkmış yolda ilerlerken, bir bisikletlinin kendisine çarpması ile yere yuvarlanmış ve hafif yaralanmış. Sokaktan geçenler, yaşlı adamı hemen en yakın sağlık birimine ulaştırmışlar.
Hemşireler, adamcağızın yarasına pansuman yapmışlar, ama 'biraz beklemesini ve röntgen çekerek her hangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini söylemişler.Yaşlı adam huzursuzlanmış ve acelesi olduğunu, tetkik istemediğini söylemiş.
Hemşireler merakla acelesinin sebebini sormuşlar. Adamcağız da: 'Karım huzur evinde kalıyor, her sabah onunla kahvaltı etmeye giderim, geç kalmak istemiyorum.' demiş.
'Karınızın, siz gecikince merak edeceğini düşünüyorsunuz herhalde.' Demiş bir hemşire. Adam üzgün bir ifade ile 'Ne yazık ki karım alzheimer hastası ve benim kim olduğumu bilmiyor.' demiş.
Hemşireler hayretle: 'Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor, neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşturuyorsunuz?' demişler.
Adam buruk bir sesle 'Ama ben onun kim olduğunu biliyorum.' demiş.
Fazla söze ne hacet….
Bizde bu hainlerin-Alçakların kim olduğunu biliyoruz…