Irak ve Suriye ekseninde yürütülen operasyonlar kapsamında 12 askerimiz şehit oldu…Anadolu’da bir kez daha analar ağladı..Ocaklar söndü.
İçimiz derinden parçalansa da karamsarlığa gerek yok.Kalleşlikten medet umanlar,bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da amaçlarına ulaşamayacak…
Anladıkları dilden cevap verildi..Vermeye de devam ediyor.
Türkiye Ortadoğu'da oynanan oyunları bozacak, düşünülen haritaları yırtıp atacak, kendisine biçilmeye çalışılan kaftanı elinin tersiyle itecek güce kudrete sahip bir ülkedir.
Bugün Ortadoğu -Suriye bağlamında oynanan ve kabul ettirilmeye çalışılan pozisyona rest çekiyor. Binlerce asker Suriye sınırına konuşlanmış.Terör örgütüne göz açtırılmıyor.Kalleş saldırının ardından Kuzey Irak’ta ve Suriye’de nokta operasyonları yapılıyor.
Türkiye için çok kritik bir süreçte güçlü bir iktidar işbaşında ve devletin üst düzey yöneticileri arasında 'birlik' havası sağlanmışken sormak istiyorum; "Bu dönemde kalleşlik kimin işine yarar bundan kim medet umar"
Bu bağlamda Irak ve Suriye’de ard arda düzenlenen hain saldırılara bir kez daha bakmak lazım.
Ülkenin her bir tarafına hüzün haberleri daha ulaştı. Anası babası belli olmayan bir avuç kalleş çapulcu son salyalarını bir kez daha akıttı.
TV ekranların da açıkça görülüyor ki,devleti yönetenlerin sabrı en son haddesine dayanmış.
Bu vatanın bağrında yaşayıp ekmeğini yiyen, suyunu içen, mübarek havasını teneffüs eden bu kahpenin dölleri, hain senaryolarını leşini kollayan akbabalar misali sürdüler ortaya.
Neden mi,çünkü öyle istiyor etekli ağa babaları
Ve gökyüzü yine lacivert renginde. Bulutlar simsiyah. Son ağularını kustular üstümüze.
Ve taptaze kardelen çiçeklerimiz,en deli çağında bir kez daha hedef oldular kahpe kurşunlara .Anadolu'nun dört bir yanına en acılı ağıtlar yükseldi, yürekleri parçalayan cinsinden.
Kaç ana oğulsuz, kaç bebe babasız, kaç kınalı gelin dul, kaç nişanlı kız elleri koynunda yaralı kaldı. Kaç çiçek açmadan soldu.
Yediği kabın içine tüküren ve puslu havaları bekleyen ipleri dışarıda, şerefsizlerin Irak’ta Suriye’de oynadıkları son oyunları bu.
Son kozlarını sürüyorlar ileriye.
Bozulacak mutlaka.
Tutmayacak son oyunları.
Ama herkes gibi bende soruyorum;
Ta içimize,meclisimize kadar giren bu soysuzların siyasi uzantılarına dur denilmeyecek mi?
Bunları sorgulayan mizan kurulmayacak mı?
Mezarında kahrolan onca şehidimizin al kanının hesabı sorulmayacak mı bu alçaklardan?
Kahpe döllerine sarılıp gerçek yüzlerini gösteren satılmışlara da mutlaka hesap sorulmalı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan Akyıldız
Kalleşlikten medet umanlar!
Irak ve Suriye ekseninde yürütülen operasyonlar kapsamında 12 askerimiz şehit oldu…Anadolu’da bir kez daha analar ağladı..Ocaklar söndü.
İçimiz derinden parçalansa da karamsarlığa gerek yok.Kalleşlikten medet umanlar,bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da amaçlarına ulaşamayacak…
Anladıkları dilden cevap verildi..Vermeye de devam ediyor.
Türkiye Ortadoğu'da oynanan oyunları bozacak, düşünülen haritaları yırtıp atacak, kendisine biçilmeye çalışılan kaftanı elinin tersiyle itecek güce kudrete sahip bir ülkedir.
Bugün Ortadoğu -Suriye bağlamında oynanan ve kabul ettirilmeye çalışılan pozisyona rest çekiyor. Binlerce asker Suriye sınırına konuşlanmış.Terör örgütüne göz açtırılmıyor.Kalleş saldırının ardından Kuzey Irak’ta ve Suriye’de nokta operasyonları yapılıyor.
Türkiye için çok kritik bir süreçte güçlü bir iktidar işbaşında ve devletin üst düzey yöneticileri arasında 'birlik' havası sağlanmışken sormak istiyorum; "Bu dönemde kalleşlik kimin işine yarar bundan kim medet umar"
Bu bağlamda Irak ve Suriye’de ard arda düzenlenen hain saldırılara bir kez daha bakmak lazım.
Ülkenin her bir tarafına hüzün haberleri daha ulaştı. Anası babası belli olmayan bir avuç kalleş çapulcu son salyalarını bir kez daha akıttı.
TV ekranların da açıkça görülüyor ki,devleti yönetenlerin sabrı en son haddesine dayanmış.
Bu vatanın bağrında yaşayıp ekmeğini yiyen, suyunu içen, mübarek havasını teneffüs eden bu kahpenin dölleri, hain senaryolarını leşini kollayan akbabalar misali sürdüler ortaya.
Neden mi,çünkü öyle istiyor etekli ağa babaları
Ve gökyüzü yine lacivert renginde. Bulutlar simsiyah. Son ağularını kustular üstümüze.
Ve taptaze kardelen çiçeklerimiz,en deli çağında bir kez daha hedef oldular kahpe kurşunlara .Anadolu'nun dört bir yanına en acılı ağıtlar yükseldi, yürekleri parçalayan cinsinden.
Kaç ana oğulsuz, kaç bebe babasız, kaç kınalı gelin dul, kaç nişanlı kız elleri koynunda yaralı kaldı. Kaç çiçek açmadan soldu.
Yediği kabın içine tüküren ve puslu havaları bekleyen ipleri dışarıda, şerefsizlerin Irak’ta Suriye’de oynadıkları son oyunları bu.
Son kozlarını sürüyorlar ileriye.
Bozulacak mutlaka.
Tutmayacak son oyunları.
Ama herkes gibi bende soruyorum;
Ta içimize,meclisimize kadar giren bu soysuzların siyasi uzantılarına dur denilmeyecek mi?
Bunları sorgulayan mizan kurulmayacak mı?
Mezarında kahrolan onca şehidimizin al kanının hesabı sorulmayacak mı bu alçaklardan?
Kahpe döllerine sarılıp gerçek yüzlerini gösteren satılmışlara da mutlaka hesap sorulmalı.
Milletin ortak arzusu budur.
Başka yolu yok..