Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiirlerinde dile getirdiği memleket özlemi, göklerin mavi, dalların yeşil, tarlaların sarı olduğu o diyarlar… Bugün biz de özlemini çekiyoruz böyle bir memleketin. Fakat ironik olan şu ki, özlemini duyduğumuz bu diyar, aslında elimizin altında. Yaşadığımız, soluduğumuz, toprağına bastığımız Bursa’mız...

Peki, bu kadim şehri gerçekten doyasıya yaşayabiliyor muyuz? Duyduğumuz ses, hep bir ağızdan çıkan bir "hayır" gibi yankılanıyor. Yaşamıyoruz, belki de yaşayamıyoruz. Memleketimize ihanet ediyoruz. Her geçen gün, doğasına, denizine, dağına, deresine, insanına el birliğiyle zarar veriyoruz. Şehirlerimizi, ruhlarımızı ve birbirimizi kirletiyoruz.

Bursa gibi bir şehrin, tabiatı ve tarihiyle ne denli zengin olduğunu düşünelim. Yeşilin binbir tonunu barındıran dağları, denizi kucaklayan sahilleri, pınarlarıyla hayat bulan dereleri... Ama ne yapıyoruz biz bu güzelliklere?

Bilinçsizce kirletiyoruz; orman yangınları, dere yataklarının doldurulması, atıkların doğaya bırakılması... Bir zamanlar gökyüzüne uzanan ulu ağaçların yerine betonarme yapılar, modern binalar dikiyoruz. Şehrin kendine has kokusu, egzost ve çöp kokusuyla harmanlanıyor.

Gözlerimizi kapatıp geçmişe dönelim. Mevlana’nın mum ışığında aradığı insanın anlamını kavramaya çalıştığı yıllara... Ruhsal zekaların en verimli olduğu yıllardan, madde ve bedenin her şeyin önüne geçtiği yıllara nasıl geldik? Gençlerimize üretmenin, doğaya saygının ve yaşadığı çevreye değer vermenin hazzını, ruhunu anlatmakta ne zaman başarısız olduk?

Bursa'nın sokakları, caddeleri, dağları, ovaları ve suları, sanki bir daha hiç kullanılmayacakmış gibi bilinçsizce kirletiliyor. Şehirde yükselen gürültü kirliliği, bilinci, duyarlılığı susturuyor. Asılan tabelalar, yüksek sesli müzikler, patlayan klaksonlar... Gürültü ve karmaşa, bu güzelim şehrin sakinlerini adeta bir cenderede sıkıştırıyor.

Ama bu kirlilik, kaderimiz olmamalı. Tepkimizi ortaya koymalıyız. Bursa'nın yeşili, mavisi, tarihi ve ruhu için sesimizi duyurmalıyız. Türkçe, Kürtçe, Arapça, Farsça; hangi dilden konuşuyorsak, seslenelim dünyaya. Tüm insanlığa, kirliliğe karşı duruşumuzu anlatmalıyız. Bizi biz yapan, tarihimizi ve kültürümüzü kucaklayan bu şehir için seslenelim.

Kirlenmesin Bursa’mız! Kirlenmesin bu güzel ülkemiz!