Ülkemiz, milli servetin korunması ve doğru yönetimi konusunda uzun süredir tartışmalara sahne oluyor. Özellikle kamu malı niteliğindeki varlıkların kaderine terk edilmesi, birçok vatandaşın haklı tepkisine yol açıyor. Bu türden bir örnek de, Bursa'da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün deposunda beş yıldır atıl durumda bulunan bir kompost makinesi ile karşımıza çıkıyor.
Edindiğim bilgiye göre bu makinenin bugünkü değeri yaklaşık iki milyon TL olarak ifade ediliyor. Ancak, ne yazık ki bu önemli cihaz, kullanılmadığı için 5-6 yıldır depoda çürümeye terk edilmiş durumda. Bu olay, yalnızca büyük bir maddi kaybı işaret etmekle kalmıyor; aynı zamanda çevre ve toplum yararına kullanılabilecek değerli bir kaynağın heba olmasını gözler önüne seriyor.
Bakın;Kompost makineleri, organik atıkları gübre veya kedi-köpek mamasına dönüştürme kapasitesine sahip önemli cihazlardır. Ülkemizde çevre kirliliğini azaltma, sürdürülebilir tarımı teşvik etme ve sokak hayvanlarına yönelik beslenme sorunlarına çözüm üretme noktasında büyük potansiyele sahiptirler. Özellikle pazarlardan ve yurtlardan çıkan atıkların geri dönüştürülmesi, bu makinelerle çok daha verimli ve doğa dostu bir hale gelebilir.
Ancak, Bursa’daki örnek bize gösteriyor ki, bu potansiyel ne yazık ki kullanılamıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın deposunda atıl durumda bekleyen kompost makinesi, uzun süredir kullanılmadığı gibi, talep eden belediyelere de tahsis edilmiyor. Bu makinenin kullanılmaması, her gün binlerce ton atığın değerlendirilememesine ve aynı zamanda ülkemiz kaynaklarının heba edilmesine de yol açıyor.
Bu noktada ortaya çıkan temel soru, neden bu makinenin kullanılmadığıdır. Pandemi öncesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sıfır atık projesi kapsamında Gençlik ve Spor Bakanlığı’na gönderdiği bu makineler, aslında büyük bir toplumsal fayda sağlaması amaçlanan bir projeye hizmet edecekti. Ancak, Uludağ Üniversitesi yurtlarından yeterli miktarda atık çıkmadığı gerekçesiyle, makine depoya kaldırılmış.
Daha da ilginci, bu makineyi kullanmak için önce Yıldırım Belediyesi ve başka belediyelerin yaptığı talepler reddedilmiş. Yıldırım Belediyesi daha sonra kendi tesisini kurmuş. Oysa ki, belediyeler her gün pazarlardan binlerce ton atık toplamakta ve bu atıkların geri dönüştürülmesi, ülkemiz adına son derece değerli bir kazanım olacaktır.
Şimdi;
Gençlik Spor Bakanlığına bağlı Strateji Daire Başkanlığı’nın bu talepleri neden geri çevirdiğini bende merak ediyorum. Bilinen bir gerçek ise, genelge ile bedelsiz devir protokolü oluşturulabileceği ve makinenin aktif kullanılmasının önünün açılabileceğidir. Ancak bu çözüm önerileri bile uygulanmıyor.
Bir ülkenin kalkınması ve refah düzeyinin artması için, sahip olduğu kaynakları etkin ve verimli bir şekilde kullanması gerekmez mi?
Oysa Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bu durum daha da kritik hale gelmektedir. Milli servet olarak tanımladığımız, devletin sahip olduğu her türlü malzeme, bina, araç-gereç ve teknoloji, halkın ortak malıdır. Bu malzemelerin kullanılmaması, sadece fiziksel bir kayıp değildir; aynı zamanda toplumun geleceğine yapılmış bir ihmal olarak da değerlendirilebilir.
Esasen şu ifadeleri kullanmakta da beis görmüyorum;
Kime ne söylerse söylesin,kim ne mazeret sunarsa sunsun,neticede Milli servet çürüyor.Ayıptır Günahtır.
Bu çerçeveden bakıldığında, Bursa’da yaşanan bu olay, sadece bir kompost makinesi meselesi de değil, daha geniş bir çerçevede milli servetin korunması ve sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlanması meselesidir.
Eğer bu makineler çalışır hale getirilir ve aktif olarak kullanılsaydı, bugün hem çevre kirliliğini azaltma konusunda hem de tarım ve hayvan besleme gibi konularda ciddi kazanımlar elde edebilirdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan Akyıldız
Milli Servet Çürüyor...Ayıptır Günahtır
Ülkemiz, milli servetin korunması ve doğru yönetimi konusunda uzun süredir tartışmalara sahne oluyor. Özellikle kamu malı niteliğindeki varlıkların kaderine terk edilmesi, birçok vatandaşın haklı tepkisine yol açıyor. Bu türden bir örnek de, Bursa'da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün deposunda beş yıldır atıl durumda bulunan bir kompost makinesi ile karşımıza çıkıyor.
Edindiğim bilgiye göre bu makinenin bugünkü değeri yaklaşık iki milyon TL olarak ifade ediliyor. Ancak, ne yazık ki bu önemli cihaz, kullanılmadığı için 5-6 yıldır depoda çürümeye terk edilmiş durumda. Bu olay, yalnızca büyük bir maddi kaybı işaret etmekle kalmıyor; aynı zamanda çevre ve toplum yararına kullanılabilecek değerli bir kaynağın heba olmasını gözler önüne seriyor.
Bakın;Kompost makineleri, organik atıkları gübre veya kedi-köpek mamasına dönüştürme kapasitesine sahip önemli cihazlardır. Ülkemizde çevre kirliliğini azaltma, sürdürülebilir tarımı teşvik etme ve sokak hayvanlarına yönelik beslenme sorunlarına çözüm üretme noktasında büyük potansiyele sahiptirler. Özellikle pazarlardan ve yurtlardan çıkan atıkların geri dönüştürülmesi, bu makinelerle çok daha verimli ve doğa dostu bir hale gelebilir.
Ancak, Bursa’daki örnek bize gösteriyor ki, bu potansiyel ne yazık ki kullanılamıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın deposunda atıl durumda bekleyen kompost makinesi, uzun süredir kullanılmadığı gibi, talep eden belediyelere de tahsis edilmiyor. Bu makinenin kullanılmaması, her gün binlerce ton atığın değerlendirilememesine ve aynı zamanda ülkemiz kaynaklarının heba edilmesine de yol açıyor.
Bu noktada ortaya çıkan temel soru, neden bu makinenin kullanılmadığıdır. Pandemi öncesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sıfır atık projesi kapsamında Gençlik ve Spor Bakanlığı’na gönderdiği bu makineler, aslında büyük bir toplumsal fayda sağlaması amaçlanan bir projeye hizmet edecekti. Ancak, Uludağ Üniversitesi yurtlarından yeterli miktarda atık çıkmadığı gerekçesiyle, makine depoya kaldırılmış.
Daha da ilginci, bu makineyi kullanmak için önce Yıldırım Belediyesi ve başka belediyelerin yaptığı talepler reddedilmiş. Yıldırım Belediyesi daha sonra kendi tesisini kurmuş. Oysa ki, belediyeler her gün pazarlardan binlerce ton atık toplamakta ve bu atıkların geri dönüştürülmesi, ülkemiz adına son derece değerli bir kazanım olacaktır.
Şimdi;
Gençlik Spor Bakanlığına bağlı Strateji Daire Başkanlığı’nın bu talepleri neden geri çevirdiğini bende merak ediyorum. Bilinen bir gerçek ise, genelge ile bedelsiz devir protokolü oluşturulabileceği ve makinenin aktif kullanılmasının önünün açılabileceğidir. Ancak bu çözüm önerileri bile uygulanmıyor.
Bir ülkenin kalkınması ve refah düzeyinin artması için, sahip olduğu kaynakları etkin ve verimli bir şekilde kullanması gerekmez mi?
Oysa Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bu durum daha da kritik hale gelmektedir. Milli servet olarak tanımladığımız, devletin sahip olduğu her türlü malzeme, bina, araç-gereç ve teknoloji, halkın ortak malıdır. Bu malzemelerin kullanılmaması, sadece fiziksel bir kayıp değildir; aynı zamanda toplumun geleceğine yapılmış bir ihmal olarak da değerlendirilebilir.
Esasen şu ifadeleri kullanmakta da beis görmüyorum;
Kime ne söylerse söylesin,kim ne mazeret sunarsa sunsun,neticede Milli servet çürüyor.Ayıptır Günahtır.
Bu çerçeveden bakıldığında, Bursa’da yaşanan bu olay, sadece bir kompost makinesi meselesi de değil, daha geniş bir çerçevede milli servetin korunması ve sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlanması meselesidir.
Eğer bu makineler çalışır hale getirilir ve aktif olarak kullanılsaydı, bugün hem çevre kirliliğini azaltma konusunda hem de tarım ve hayvan besleme gibi konularda ciddi kazanımlar elde edebilirdi.