Bu kentte yaşayan bu kentin belki de gelecekte kaderini olumlu yada olumsuz yönde etkileyecek seçim için halk sandık başına gidiyor.Esasen bu seçim Bursa'nın geleceği ile alakalı olduğu kadar bizim geleceğimizi de yakından ilgilendiriyor..
Bu seçim aynı zamanda seçime giren partilerin yada adayların birbirleriyle yarıştığı bir mücadele, bir sınav platformu olarak görülebilir.
Ancak;
“Kim dersine daha fazla çalışmış..Kimin öngörüleri daha fazla..Kim koltuğa oturursa Bursa kazanır..Yada deprem kuşağındaki bu şehir her an için tehlike ile karşı karşıya ,bu kentte dönük projeleri kim daha rahat hayata geçirebilir.Bu işler Ankara'nın desteği olmadan kotarılabilir mi?”
Bugün üç kuruş için dindar kesimin peşinde yaltaklanan çağdaş görünümlü, kıblesizlerin demokrasi,özgürlükten ve çağdaşlık teranelerinden dem vurmalarına şaşırmayalım..Onlar geleneksel davranışlarını sergiliyorlar.Onları ancak kendileri gibi bir avuç insan dikkate alır.Onların süreçte gram katkıları olmaz..Olamaz”
Asıl mücadele ve sınav, sandığa gidecek seçmenlerin vicdanlarında yaşanacaktır..
Bu gerçekten önemli.
Bizler sandığa giderken , beş yıl süreyle mahallemizi, köyümüzü, beldemizi,yada kentimizi yönetecek mahalli yöneticileri seçerken, aslında kendimizi de bir anlamda test etmiş olacağız.Kendimizi samimiyet sınavından geçirmiş olacağız.
Adaylar günlerdir adaylar, kapı kapı gezip projelerini halka sunup oy istiyorlar. Bursa açısından şunu ifade edebilirim;
“Bursa’ya yakışır bir kampanya oldu.Birkaç istisna olayın dışında”
Netice de halk sandıkta kararını verecek.Her ne kadar bazen vicdanlarda "üç maymunlar" oynanıyor, bazen de "Bananeciliğe" dönüşen vurdumduymazlıklar yaşanıyorsa da bunu demokrasinin güzelliği olarak değerlendirmeli..
Nihayetinde sandıktan çıkacak sonuç neticeyi belirleyecektir..
Osmanlı döneminde ait olduğu rivayet edilen bir hikaye ile noktayı koyalım;
Padişahın biri, sarayının bahçesine yaptırdığı süt havuzunun açılışı için halkı saraya davet eder, ziyafetler verir, herkesi yedirir içirir. Ziyafetin sonunda ise zengin fakir ayırmadan herkese pahalı hediyeler dağıtır. Halka havuzu gösterip, "Ey halkım, yaptırdığım bu havuzu sizin getireceğiniz sütlerle dolduracağım..." diyerek, halktan birer bardak süt getirip gece vakti havuza boşaltmalarını ister.
Pahalı hediyeleri alan ve evlerine giden halktan biri, "Padişah gece vakti benim getirdiğim sütü nereden görecek, zaten herkes aynı havuza dökeceğine göre, ben su götürsem ne olur ki?.." deyip, havuza süt yerine su döker.
İkinci, üçüncü, beşinci kişiler de aynı şeyleri yaparlar.
Padişah, sabah olunca bütün halkı tekrar havuz başına toplar. Bir de ne görsünler, havuz, süt yerine su ile doludur...
Çünkü herkes o gece aynı düşünceyle süt yerine su götürmüş ve süt imtihanını kaybetmiştir.
31 Mart seçimlerinde seçmenler sandık başında büyük bir sınavdan geçecekler, Bursa’nın geleceğine su veya süt dökecekler.
Bu su ve süt sınavını "vicdan ve basiret" kazandığı gün Bursa kazanmaya devam edecektir..
Her şey gönlünüzce olsun...
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan Akyıldız
Seçmen samimiyet sınavında!
Bu kentte yaşayan bu kentin belki de gelecekte kaderini olumlu yada olumsuz yönde etkileyecek seçim için halk sandık başına gidiyor.Esasen bu seçim Bursa'nın geleceği ile alakalı olduğu kadar bizim geleceğimizi de yakından ilgilendiriyor..
Bu seçim aynı zamanda seçime giren partilerin yada adayların birbirleriyle yarıştığı bir mücadele, bir sınav platformu olarak görülebilir.
Ancak;
“Kim dersine daha fazla çalışmış..Kimin öngörüleri daha fazla..Kim koltuğa oturursa Bursa kazanır..Yada deprem kuşağındaki bu şehir her an için tehlike ile karşı karşıya ,bu kentte dönük projeleri kim daha rahat hayata geçirebilir.Bu işler Ankara'nın desteği olmadan kotarılabilir mi?”
Bugün üç kuruş için dindar kesimin peşinde yaltaklanan çağdaş görünümlü, kıblesizlerin demokrasi,özgürlükten ve çağdaşlık teranelerinden dem vurmalarına şaşırmayalım..Onlar geleneksel davranışlarını sergiliyorlar.Onları ancak kendileri gibi bir avuç insan dikkate alır.Onların süreçte gram katkıları olmaz..Olamaz”
Asıl mücadele ve sınav, sandığa gidecek seçmenlerin vicdanlarında yaşanacaktır..
Bu gerçekten önemli.
Bizler sandığa giderken , beş yıl süreyle mahallemizi, köyümüzü, beldemizi,yada kentimizi yönetecek mahalli yöneticileri seçerken, aslında kendimizi de bir anlamda test etmiş olacağız.Kendimizi samimiyet sınavından geçirmiş olacağız.
Adaylar günlerdir adaylar, kapı kapı gezip projelerini halka sunup oy istiyorlar. Bursa açısından şunu ifade edebilirim;
“Bursa’ya yakışır bir kampanya oldu.Birkaç istisna olayın dışında”
Netice de halk sandıkta kararını verecek.Her ne kadar bazen vicdanlarda "üç maymunlar" oynanıyor, bazen de "Bananeciliğe" dönüşen vurdumduymazlıklar yaşanıyorsa da bunu demokrasinin güzelliği olarak değerlendirmeli..
Nihayetinde sandıktan çıkacak sonuç neticeyi belirleyecektir..
Osmanlı döneminde ait olduğu rivayet edilen bir hikaye ile noktayı koyalım;
Padişahın biri, sarayının bahçesine yaptırdığı süt havuzunun açılışı için halkı saraya davet eder, ziyafetler verir, herkesi yedirir içirir. Ziyafetin sonunda ise zengin fakir ayırmadan herkese pahalı hediyeler dağıtır. Halka havuzu gösterip, "Ey halkım, yaptırdığım bu havuzu sizin getireceğiniz sütlerle dolduracağım..." diyerek, halktan birer bardak süt getirip gece vakti havuza boşaltmalarını ister.
Pahalı hediyeleri alan ve evlerine giden halktan biri, "Padişah gece vakti benim getirdiğim sütü nereden görecek, zaten herkes aynı havuza dökeceğine göre, ben su götürsem ne olur ki?.." deyip, havuza süt yerine su döker.
İkinci, üçüncü, beşinci kişiler de aynı şeyleri yaparlar.
Padişah, sabah olunca bütün halkı tekrar havuz başına toplar. Bir de ne görsünler, havuz, süt yerine su ile doludur...
Çünkü herkes o gece aynı düşünceyle süt yerine su götürmüş ve süt imtihanını kaybetmiştir.
31 Mart seçimlerinde seçmenler sandık başında büyük bir sınavdan geçecekler, Bursa’nın geleceğine su veya süt dökecekler.
Bu su ve süt sınavını "vicdan ve basiret" kazandığı gün Bursa kazanmaya devam edecektir..
Her şey gönlünüzce olsun...