Göç, toplumların ekonomik, sosyal ve siyasi yapıları üzerinde büyük etkilere sahip olan bir olgudur. Türkiye gibi göçmen akınına uğrayan ülkelerde, göç politikaları siyasi sonuçlar doğururken, bu sonuçlar yerel ve ulusal seçimlerde de belirleyici rol oynadığına hep birlikte şahit olduk.

31 Mart yerel seçimleri, Türkiye'de göçmen nüfusun, siyasi tercihleri etkileyebileceğini gösteren önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilebilir. AK Parti, hem Bursa gibi büyük şehirlerde hem de Türkiye genelinde belediyelerin bir kısmını kaybetti. Bunun ekonomik sebeplere dayandığı öne sürülse de, göç ve özellikle Suriyeli mültecilerin varlığı, bu süreçte etkili faktörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.

Bakın; Bursa, hem yurt içi hem de yurt dışından gelen göç dalgalarının yoğun bir şekilde hissedildiği şehirlerden biri haline geldi.Bir gerçeği kabul etmek durumundayız.Suriyeli mültecilerin Bursa’ya göçü, özellikle Çarşamba bölgesi gibi bazı semtlerde yoğunlaşmış ve şehrin demografik yapısında önemli değişiklikler meydana getirmiştir.

Bugün, şehirde yaşanan işsizlik,sağlık hizmetlerine erişim zorlukları, randevu sıkıntıları ve genel ekonomik sorunlar derinleşmiş ve bu sorunların ortaya çıkışı, göçmenlerin sosyal ve ekonomik entegrasyonundaki eksikliklerle ilişkilendiriliyor.

Nüfusun yüzde 93.4’ü şehirlerde yaşasa da,kırsal kesimlerde yaşayanların oranı yüzde 6,6’dan yüzde 7 seviyelerine çıksa da bu durum kentlere olan göçün azaldığı veya durakladığı anlamına gelmiyor.Bursa'nın taşıma kapasitesini zorlayan bir demografik baskının giderek arttığı ifade ediliyor.

Bursa’da göçmenler, özellikle Suriyeliler, sosyal huzursuzlukların odak noktası haline gelmiş yada getirilmek isteniyor. Yıldırım’da ki Vişne caddesinde bile İşsizlik, yerli halk ile göçmenler arasındaki ekonomik rekabetin artmasıyla daha da belirginleşmiş olması yerli halkın tepkisini tetikleyen unsurlar arasına girmiş. Bu sosyal sorunlar, siyasi söylemler ve yerel seçim kampanyaları sırasında giderek daha fazla dillendirilerek yeni bir boyut kazanmıştı.

İYİ Parti'nin Bursa Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel bile Suriyelilerin geri gönderilmesine yönelik vaatlerde bulunmuştu. Seçimi kazanıp Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra bu vaatleri gerçekleştirmek için harekete geçti. Başkan Özel, ilçede kaçak olarak bulunan Suriyeli göçmenlerin tespit edilip sınır dışı edilmesi için çalışmalar başlattı, ruhsatsız işyerlerine yönelik denetimleri arttırdı. Şimdi bu tür uygulamalar, Yenişehir’de yaşayan insanların sosyal güvenlik ve asayiş konularındaki endişelerini gidermeye yönelik adımlar olarak değerlendiriliyor. Ancak bu adımların, göçmenlerin yerel ekonomiye katkıları ve toplumsal entegrasyon süreçleri açısından ne tür sonuçlar doğuracağı da tartışmaya açık bir konu olarak kenarda duruyor.

Göçmenlere yönelik toplumsal tepkiler, zaman zaman güvenlik ve suç oranları ile ilişkilendirilmekte ve bu durum siyaseti gündeminde yerini almakta.

Belediye Başkanı Ercan Özel’in açıklamalarına bakılırsa, yasa dışı yollarla Türkiye'ye gelen göçmenlerin ilçenin demokratik yapısını bozduğunu ve suç oranlarını artırdığını ileri sürülmekte. Bu iddiaların ışığında, yerel yönetimler ve güvenlik birimlerinin daha sıkı denetimler yapması gerektiği yönündeki çağrılar da artıyor. Ancak göçmenlerin suç oranları ile doğrudan ilişkilendirilmesi, toplumsal ayrışma ve yabancı düşmanlığı riskini beraberinde getirebilir ve istenmeyen olaylarda yaşanabilir.

Bursa'da yaşanan göç dalgasının yarattığı sosyal, ekonomik ve güvenlik sorunlarının çözümü için merkezi yönetimin ve yerel idarelerin daha etkili politikalar üretmesinin önemi ortaya çıkıyor. Özellikle göçmenlerin entegrasyonu, ekonomik katkılarının değerlendirilmesi ve toplumsal barışın sağlanması açısından stratejik adımlar atılmalıdır. Suriyelilerin geri gönderilmesi söylemleri, kısa vadede bazı yerel halkın taleplerine cevap verirken, uzun vadede sosyal uyum süreçlerine de zarar verebilir.Sanırım Başkan Özel bunun hesabını yapmıştır.

Bu noktada,hükümet, göçmenlerin ülkelerine geri dönüş süreçlerini planlarken, sadece yerel yönetimlerle değil, uluslararası toplumla da işbirliği yaparak daha kapsamlı bir strateji geliştirmelidir. Bursa gibi şehirlerde yaşanan sosyal ve ekonomik gerilimlerin azaltılması için, göçmenlerin kayıt altına alınması, çalışma izni verilmesi ve ekonomik entegrasyonun hızlandırılması gibi adımlar önem taşımaktadır.

Son olarak şunu ifade etmek istiyorum;

Bursa’daki göçmen nüfusun yerel siyasete ve toplumsal yapıya olan etkileri, yerel yöneticilerin göçmen politikalarıyla şekillenmeye devam edecektir.Burada siyasi söylemler ve uygulamalar ön plana çıkıyor..Yenişehir’de olduğu gibi…