Bir işe nasıl başlarsan tempo aynı şekilde gider, yukarıya ya da aşağıya doğru…
Güne de iyi başlamak önemli.
Moralli, gülümseyerek…
Peki Bursa’da bu mümkün mü?
Sabah kalktınız…
Malum el-yüz yıkama…
Kahvaltı…
Yola çıkma…
İşte orada dur, yola çıktığından andan itibaren, ömründen birşeyler tükenecek, güzel başlanan gün, bir anda çileye dönecek.
Adı üstünde, toplu taşıma…
Aslında adı değişmeli, toplu işkence falan olmalı.
Durağa gidiyorsunuz, otobüs bekliyorsunuz.
Saatinde mi geliyor?
Asla.
Otobüs şöförüne sorduğunuzda neden geciktiğini, kaba, sinirli bir ses tonuyla karşılaşıyorsunuz.
Canınızı emanet ettiğiniz aracın şoförü, sinirli…
Psikoloji bozulmuş sürücüler, sizin de psikolojinizi bozmak için ekstra çaba içinde.
Ani frenler…
Gaza basmalar…
Trafik kuralları mı?
O ne ki?
Diyeceksiniz trafik sıkışık?
Bence eğitim…
Sürücülerin eğitimi…
Eskiler bu tür sürücülere, ‘ehliyetini bakkaldan mı aldın?’ derlerdi.
Yok yok bunlar kesin kasaptan almışlar.
Bir çok alanda önemli işlere imza atan Büyükşehir Belediyemizin kontrolünde işler.
Ne yapmalılar?
Bence iyi bir sürücü eğitimi…
Yolcu ilişkileri üzerine eğitim.
Araç kullanma üzerine.
Gerekirse bir kez daha sınanmalı bu sürücüler.
Bence genelde uzun yol tır-kamyon şoförleri yolcu otobüslerine alınmış gibi.
Sıkışık trafik onlara göre değil gibi…
Yanılıyor muyum acaba?
Kuşkusuz onların işleri de zor.
Ancak her işin zorlukları vardır.
Eğer işinizi seçtiyseniz, sizin geçindiğiniz bir alansa, hakkıyla yapacaksınız.
Saatinde gelmeyeninden tutun, durakları pas geçen araçlara kadar.
Umarım Büyükşehir, Burulaş bu işleri el atar, baştan tüm sürücüler eğitime alınır.