Herkese merhabalar, Kuşaktan Kuşağa’nın yeni bölümünde konuğumuz Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz. Hoş geldiniz efendim.
Hoş bulduk. Siz de hoş geldiniz.
Biz de hoş bulduk. Hiç hız kesmeden ilk sorumu soruyorum. Bursa’nın en genç nüfuslu ilçesi Yıldırım’ın Belediye Başkanı olarak gençlere yönelik yaptığınız ve yapmayı planladığınız projeler neler?
Öncelikle teşekkür ediyorum gençlikle ilgili bir soruyla başladığınız için. Biz olaya şöyle bakıyoruz. Kenti kent yapan binalar değil insanın kendisi. Diğer yandan geleceğimizin teminatı olan gençlerimizle alakalı işler bizim hep önceliğimiz oldu. Hatta işe de bir kütüphane projesiyle başladık. Mümine Şeremet Uyumayan Kütüphanesi bizim ilk projemizdi. Bu bağlamda kentsel dönüşüm ve fiziki yatırımlar kadar kültürel, sosyal ve sportif etkinlikler anlamında da ciddi projeler ve hizmetler geliştirdiğimizi ifade edebilirim.
Yıldırım’da bu dönemde birçok proje sundunuz, birçok farklı şekilde hizmet verdiniz. Bu projeler içinde en çok gurur duyduğunuz, ileride en çok kıvanacağınız projeniz hangisi?
Uyumayan kütüphanelerimiz bu bağlamda en çok övüneceğimiz proje. 3 yıldan az sürede 50.000’den fazla üye kazandırdık kütüphanelerimize. 50.000 tane Bursalı gelmiş burada kitap okumuş, ders çalışmış, buranın hizmetlerinden yararlanmış. Bu mekanlardan istifade edip kendi geleceğini şekillendirmiş. Bu açıdan bu kütüphaneler çok önemli. 7/24 hizmet vermesi sebebiyle de çok tercih ediliyor.
Çayıyla, çorbasıyla, sınırsız internetiyle, konforuyla bir buluşma noktası oldu adeta. Gençlerimize de özgüven veren, kendileri bir şeyleri başarabildiklerini gösterdikleri bir yer oldu. Buradan üniversite kazanan doktorlar, mühendisler, filozoflar, edebiyatçılar oldu. İnşallah mezun oldukça burayı hatırlayacaklar ve bize dua edecekler. Temennimiz bu yönde. Bütün bu sebeplerden dolayı en gurur duyduğumuz projelerimiz kütüphanelerimiz.
Son değerlendirme toplantısında “Yıldırım’ın geleceğinden bahsediyoruz.” dediniz. Önümüzde de 31 Mart seçimlerinden sonra 5 yıl daha süre var. 2029 yılından baktığınız zaman nasıl bir Yıldırım görüyorsunuz?
Yıldırım ilçemizin 2 yüzü var. Biri kadim Yıldırım, biri de yeni Yıldırım. Yıldırım Bayezid Külliye’miz, Yeşil Külliye’miz, Cumalıkızık Köyümüz gibi yerler kadim Yıldırım’ı oluşturuyor. Bu noktada bu değerlerimizi ortaya çıkarmak, yeniden keşfetmek adına çalışmalar yürütüyoruz. Aynı anda son 40-50 yılda ortaya çıkan, içinde belli başlı sıkıntılar barındıran ilçemizin belli bölümlerini kentsel dönüşüm projeleriyle, yeni sosyal yaşam alanlarıyla sağlıklı bir kent yapısı oluşturmaya devam ediyoruz. Bu kısmı da yeni Yıldırım oluyor. Bu süreçte yeni Yıldırım’ın inşasıyla birlikte, çocuklarımız, kadınlarımız ve gençlerimiz için de özel projeler üretiyoruz. Mümine Şeremet Uyumayan Kütüphanesi’yle başlayan kütüphanecilik sürecimiz tüm Türkiye’de yankı uyandıran bir proje oldu.
Hakeza Molla Yegan Çocuk Üniversitesi, bizim ilkokul çağındaki çocuklarımıza bir ufuk açacak, neşeyle kendi yeteneklerini keşfedebilecekleri bir alan. Mimar Sinan Çocuk Kütüphanesi de kitabın yanında oyuncağın da ödünç verilebileceği, okurken eğlenmeyi de öğreten bir yer oldu. Bunlarla beraber Kudüs Okumaları yaptık. Kudüs’le olan bağımızı gençlerimizle paylaştık.
Burada ödüllendirdiğimiz gençlerimizi Kudüs’e götürdük. Balkan Akademisi yaptık. Balkan Coğrafyası’yla olan bağımızı okuduk. Burada ödüllendirdiğimiz gençleri Bosna Hersek’e götürdük. Kendi evveliyatımızı okuduğumuz bu etkinliklerle gençlerimize katkı sağladığımızı düşünüyoruz. Sportif anlamda da ilçemiz, öbür ilçelerden ayrışıyor.
Sportif anlamda biz 22 farklı noktada yatırım yaptık. Bursa’nın en büyük spor kompleksi ve en büyük gençlik merkezi Yıldırım’ın içinde. Amatör spor kulüplerine ciddi destekler veriyoruz. İlçemizde ilk defa kadın spor merkezi açtık. Bursa’nın her tarafından kadınlarımızın tercih ettiği özel mekanlar buralar. Özel spor merkezlerinden daha konforlu, daha modern yerler burası.
Bunlar yatırımlar. Yatırımlar kadar bu yatırımlara ruh katan vatandaşlarımız da önemli bizim için. İstediğiniz kadar yatırım yapın; bu yatırımlar kullanılamıyorsa, fonksiyonel değilse ruhsuz bir beden gibidir. Hamdolsun tüm mekanlarımıza insanımızın ruh kazandırdığını görüyoruz.
Biz sporu sadece fiziksel hareket olarak görmüyoruz. Sporla beraber çocuk ve gençlerimize disiplin kazandırıyoruz. Takım olma bilinci kazandırıyoruz. Alın terinin, emeğin önemini öğretiyoruz.
Çünkü biliyorsunuz sporda torpil yok. Ne kadar antrenman yaparsanız, o kadar çok kazanırsınız. Çevre ediniyorlar. Enerjilerini bağımlılıklara değil spora yöneltiyor. Ayrıca turnuvalara da katılıyorlar. Bunun da meyvelerini aldığımızı ifade etmek istiyorum. 200’e yakın kupa kazandı çocuklarımız. 3400 civarında da madalyamız var. Çocukluktan itibaren hem sağlıklı bir beden hem de sağlıklı bir bakış açısı kazandırmayı umut ediyoruz.
Bu dönem aslında son 5 yıla baktığımızda sadece binalar olarak değil insanının da değiştiğini görüyoruz. Başarılı bir belediyecilik örneği olduğunu görüyoruz. Bundan olacak ki son dönemde isminiz birçok yerde Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne aday adayı olarak geçti. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz? Neler hissettiniz?
Öncelikle bu teveccüh için vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu, burada ne kadar iyi bir sinerji yakaladığımızın bir göstergesi. Biz işin merkezine kendimizi almakla birlikte tüm paydaşlarımızla istişare halinde yürütüyoruz bu işi. Diğer kurumlarımızla da, hizmet verdiğimiz kişilerle de iyi ilişkiler kurarak bu işi yürütüyoruz. Bu da güzel bir sinerji oluşmasını sağlıyor.
İşi “Biz yaptık.” demek için değil, “Yıldırım kazandı.” diyebilmek için yapıyoruz. Yıldırımlı kazansın istiyoruz. Böyle bakınca da diğer işler bu işin bereketi olarak ortaya çıkıyor. Bu bağlamda bir projeden daha bahsetmek istiyorum. Değirmen Gençlik Kulübü’nü kurduk. Mottosu da “İyilik İçin Harekete Geç!”. Burası tamamen gençlerimizin güdümünde. Bilhassa liseli gençlerimiz her okulda yapılanmasını oluşturdu.
Aşevlerimizde pişen yemekleri ihtiyaç sahiplerine götürüyorlar. Onlarla sohbet ediyorlar. Çevre duyarlılığı konusunda özel çalışmaları var. Bu dönemlerinde hayatı her anlamında tanıyabilecekleri bir yapıyı kendileri yönetiyorlar. Burada da güzel bir sinerji oluştu. Bu sinerjilerin karşılığıdır bu teveccüh aslında.
Şimdiye dek Yıldırım’da 5 yılda yarım kaldı dediğiniz ya da “yetiştiremedik, olmadı, sıkıntı çıktı, gecikti” dediğiniz, içinizde ukde kalan bir projeniz var mı?
Bir kültür merkezi inşa edeceğiz demiştik. “Dualı Çınarlar yetiştirmek için Duaçınarı Kültür Merkezi’ni inşa edeceğiz.” dedik. Bunu ifade ederken bölgede bir arsamız yoktu. Bu süreçte arsamızı oluşturduk. Ancak tamamlamaya vakit yetmedi. Hamdolsun, yine de bu süreçte arsamızı elde ettik. Bu süreçler kolay süreçler değil. 8,5 dönümlük bir arsayı, tam da Duaçınarımızın olduğu bölgede, elde ettik. Tüm projeyi de hazırladık. 1000 kişilik konferans salonu, nikah salonu, sergi alanları bulunduran bir merkez. İnşallah 2024’te de inşaatına başlayacağız.
Artık son soruma geçiyorum izninizle. Yakın zamanda Bursalılar olarak bir deprem hadisesi yaşadık. Yıldırım’da depreme dair ne gibi önlemler aldınız? Ne gibi icraatlarda bulunuldu? Yıldırım, olası bir depreme hazır mı?
Tabii, deprem hayatın kaçınılmaz bir parçası. Önemli olan bizim bunlara karşı hazırlığımız. Bursa için sadece depremden bahsedemeyiz. Aynı zamanda lodos da bir afettir ki yakın zamanda yaşadık. 1000’in üzerinde ağaç devrildi Yıldırım’da. Uçan çatılar da söz konusuydu. Sel de hakeza öyle.
Ancak deprem aralarında en fazla önlem gerektireni şu anda. 6 Şubat’ta gördük yıkıcı etkisini. Biz de bu noktada ilçemizde depremin hem öncesi hem de sonrasında alacağımız önlemleri değerlendiriyoruz.
Kentsel dönüşüm bu noktada kaçınılmaz bir rol oynuyor. Bölgemiz de kaçak yapılaşmanın fazla olduğu bir bölge. Bununla beraber 40-50 yıl önce deprem yönetmeliklerinin henüz olmadığı dönemde yapılan yapılar var. Bunlar dönüşecek. Biz şu an büyükşehirle birlikte tüm zemin sondaj çalışmalarımızı bitirdik. Böylece zemin durumumuzu netleştirmiş bulunuyoruz. Yeni yapılaşmanın nasıl olacağına dair bir yol haritası çıkardık. İmar planlarımızı yaptık. Şu anda da 11 farklı noktada dönüşüm çalışmaları yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde bu işi çok yaygın hale getireceğiz. Ufak depremler de aslında bize kendisini hatırlatıyor. Dönüşümün hızlı olması gerektiğini hatırlatıyor. Önümüzdeki dönemde de el birliğiyle bir sürü dönüşüm projesine de imza atacağız inşallah.
Teşekkür ederiz. Sorularımız bu kadardı. Kuşaktan Kuşağa‘nın bu bölümünde konuğumuz Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’dı. Kendisine misafirperverliği ve nazik sohbeti için teşekkür ediyoruz. Bir bölümün daha sonuna geldik. Biz verelim kıssayı, Yıldırımlılar alsın hisseyi efendim…
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kerem Çelebi
Kuşaktan kuşağa-Oktay Yılmaz
Herkese merhabalar, Kuşaktan Kuşağa’nın yeni bölümünde konuğumuz Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz. Hoş geldiniz efendim.
Hoş bulduk. Siz de hoş geldiniz.
Biz de hoş bulduk. Hiç hız kesmeden ilk sorumu soruyorum. Bursa’nın en genç nüfuslu ilçesi Yıldırım’ın Belediye Başkanı olarak gençlere yönelik yaptığınız ve yapmayı planladığınız projeler neler?
Öncelikle teşekkür ediyorum gençlikle ilgili bir soruyla başladığınız için. Biz olaya şöyle bakıyoruz. Kenti kent yapan binalar değil insanın kendisi. Diğer yandan geleceğimizin teminatı olan gençlerimizle alakalı işler bizim hep önceliğimiz oldu. Hatta işe de bir kütüphane projesiyle başladık. Mümine Şeremet Uyumayan Kütüphanesi bizim ilk projemizdi. Bu bağlamda kentsel dönüşüm ve fiziki yatırımlar kadar kültürel, sosyal ve sportif etkinlikler anlamında da ciddi projeler ve hizmetler geliştirdiğimizi ifade edebilirim.
Yıldırım’da bu dönemde birçok proje sundunuz, birçok farklı şekilde hizmet verdiniz. Bu projeler içinde en çok gurur duyduğunuz, ileride en çok kıvanacağınız projeniz hangisi?
Uyumayan kütüphanelerimiz bu bağlamda en çok övüneceğimiz proje. 3 yıldan az sürede 50.000’den fazla üye kazandırdık kütüphanelerimize. 50.000 tane Bursalı gelmiş burada kitap okumuş, ders çalışmış, buranın hizmetlerinden yararlanmış. Bu mekanlardan istifade edip kendi geleceğini şekillendirmiş. Bu açıdan bu kütüphaneler çok önemli. 7/24 hizmet vermesi sebebiyle de çok tercih ediliyor.
Çayıyla, çorbasıyla, sınırsız internetiyle, konforuyla bir buluşma noktası oldu adeta. Gençlerimize de özgüven veren, kendileri bir şeyleri başarabildiklerini gösterdikleri bir yer oldu. Buradan üniversite kazanan doktorlar, mühendisler, filozoflar, edebiyatçılar oldu. İnşallah mezun oldukça burayı hatırlayacaklar ve bize dua edecekler. Temennimiz bu yönde. Bütün bu sebeplerden dolayı en gurur duyduğumuz projelerimiz kütüphanelerimiz.
Son değerlendirme toplantısında “Yıldırım’ın geleceğinden bahsediyoruz.” dediniz. Önümüzde de 31 Mart seçimlerinden sonra 5 yıl daha süre var. 2029 yılından baktığınız zaman nasıl bir Yıldırım görüyorsunuz?
Yıldırım ilçemizin 2 yüzü var. Biri kadim Yıldırım, biri de yeni Yıldırım. Yıldırım Bayezid Külliye’miz, Yeşil Külliye’miz, Cumalıkızık Köyümüz gibi yerler kadim Yıldırım’ı oluşturuyor. Bu noktada bu değerlerimizi ortaya çıkarmak, yeniden keşfetmek adına çalışmalar yürütüyoruz. Aynı anda son 40-50 yılda ortaya çıkan, içinde belli başlı sıkıntılar barındıran ilçemizin belli bölümlerini kentsel dönüşüm projeleriyle, yeni sosyal yaşam alanlarıyla sağlıklı bir kent yapısı oluşturmaya devam ediyoruz. Bu kısmı da yeni Yıldırım oluyor. Bu süreçte yeni Yıldırım’ın inşasıyla birlikte, çocuklarımız, kadınlarımız ve gençlerimiz için de özel projeler üretiyoruz. Mümine Şeremet Uyumayan Kütüphanesi’yle başlayan kütüphanecilik sürecimiz tüm Türkiye’de yankı uyandıran bir proje oldu.
Hakeza Molla Yegan Çocuk Üniversitesi, bizim ilkokul çağındaki çocuklarımıza bir ufuk açacak, neşeyle kendi yeteneklerini keşfedebilecekleri bir alan. Mimar Sinan Çocuk Kütüphanesi de kitabın yanında oyuncağın da ödünç verilebileceği, okurken eğlenmeyi de öğreten bir yer oldu. Bunlarla beraber Kudüs Okumaları yaptık. Kudüs’le olan bağımızı gençlerimizle paylaştık.
Burada ödüllendirdiğimiz gençlerimizi Kudüs’e götürdük. Balkan Akademisi yaptık. Balkan Coğrafyası’yla olan bağımızı okuduk. Burada ödüllendirdiğimiz gençleri Bosna Hersek’e götürdük. Kendi evveliyatımızı okuduğumuz bu etkinliklerle gençlerimize katkı sağladığımızı düşünüyoruz. Sportif anlamda da ilçemiz, öbür ilçelerden ayrışıyor.
Sportif anlamda biz 22 farklı noktada yatırım yaptık. Bursa’nın en büyük spor kompleksi ve en büyük gençlik merkezi Yıldırım’ın içinde. Amatör spor kulüplerine ciddi destekler veriyoruz. İlçemizde ilk defa kadın spor merkezi açtık. Bursa’nın her tarafından kadınlarımızın tercih ettiği özel mekanlar buralar. Özel spor merkezlerinden daha konforlu, daha modern yerler burası.
Bunlar yatırımlar. Yatırımlar kadar bu yatırımlara ruh katan vatandaşlarımız da önemli bizim için. İstediğiniz kadar yatırım yapın; bu yatırımlar kullanılamıyorsa, fonksiyonel değilse ruhsuz bir beden gibidir. Hamdolsun tüm mekanlarımıza insanımızın ruh kazandırdığını görüyoruz.
Biz sporu sadece fiziksel hareket olarak görmüyoruz. Sporla beraber çocuk ve gençlerimize disiplin kazandırıyoruz. Takım olma bilinci kazandırıyoruz. Alın terinin, emeğin önemini öğretiyoruz.
Çünkü biliyorsunuz sporda torpil yok. Ne kadar antrenman yaparsanız, o kadar çok kazanırsınız. Çevre ediniyorlar. Enerjilerini bağımlılıklara değil spora yöneltiyor. Ayrıca turnuvalara da katılıyorlar. Bunun da meyvelerini aldığımızı ifade etmek istiyorum. 200’e yakın kupa kazandı çocuklarımız. 3400 civarında da madalyamız var. Çocukluktan itibaren hem sağlıklı bir beden hem de sağlıklı bir bakış açısı kazandırmayı umut ediyoruz.
Bu dönem aslında son 5 yıla baktığımızda sadece binalar olarak değil insanının da değiştiğini görüyoruz. Başarılı bir belediyecilik örneği olduğunu görüyoruz. Bundan olacak ki son dönemde isminiz birçok yerde Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne aday adayı olarak geçti. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz? Neler hissettiniz?
Öncelikle bu teveccüh için vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu, burada ne kadar iyi bir sinerji yakaladığımızın bir göstergesi. Biz işin merkezine kendimizi almakla birlikte tüm paydaşlarımızla istişare halinde yürütüyoruz bu işi. Diğer kurumlarımızla da, hizmet verdiğimiz kişilerle de iyi ilişkiler kurarak bu işi yürütüyoruz. Bu da güzel bir sinerji oluşmasını sağlıyor.
İşi “Biz yaptık.” demek için değil, “Yıldırım kazandı.” diyebilmek için yapıyoruz. Yıldırımlı kazansın istiyoruz. Böyle bakınca da diğer işler bu işin bereketi olarak ortaya çıkıyor. Bu bağlamda bir projeden daha bahsetmek istiyorum. Değirmen Gençlik Kulübü’nü kurduk. Mottosu da “İyilik İçin Harekete Geç!”. Burası tamamen gençlerimizin güdümünde. Bilhassa liseli gençlerimiz her okulda yapılanmasını oluşturdu.
Aşevlerimizde pişen yemekleri ihtiyaç sahiplerine götürüyorlar. Onlarla sohbet ediyorlar. Çevre duyarlılığı konusunda özel çalışmaları var. Bu dönemlerinde hayatı her anlamında tanıyabilecekleri bir yapıyı kendileri yönetiyorlar. Burada da güzel bir sinerji oluştu. Bu sinerjilerin karşılığıdır bu teveccüh aslında.
Şimdiye dek Yıldırım’da 5 yılda yarım kaldı dediğiniz ya da “yetiştiremedik, olmadı, sıkıntı çıktı, gecikti” dediğiniz, içinizde ukde kalan bir projeniz var mı?
Bir kültür merkezi inşa edeceğiz demiştik. “Dualı Çınarlar yetiştirmek için Duaçınarı Kültür Merkezi’ni inşa edeceğiz.” dedik. Bunu ifade ederken bölgede bir arsamız yoktu. Bu süreçte arsamızı oluşturduk. Ancak tamamlamaya vakit yetmedi. Hamdolsun, yine de bu süreçte arsamızı elde ettik. Bu süreçler kolay süreçler değil. 8,5 dönümlük bir arsayı, tam da Duaçınarımızın olduğu bölgede, elde ettik. Tüm projeyi de hazırladık. 1000 kişilik konferans salonu, nikah salonu, sergi alanları bulunduran bir merkez. İnşallah 2024’te de inşaatına başlayacağız.
Artık son soruma geçiyorum izninizle. Yakın zamanda Bursalılar olarak bir deprem hadisesi yaşadık. Yıldırım’da depreme dair ne gibi önlemler aldınız? Ne gibi icraatlarda bulunuldu? Yıldırım, olası bir depreme hazır mı?
Tabii, deprem hayatın kaçınılmaz bir parçası. Önemli olan bizim bunlara karşı hazırlığımız. Bursa için sadece depremden bahsedemeyiz. Aynı zamanda lodos da bir afettir ki yakın zamanda yaşadık. 1000’in üzerinde ağaç devrildi Yıldırım’da. Uçan çatılar da söz konusuydu. Sel de hakeza öyle.
Ancak deprem aralarında en fazla önlem gerektireni şu anda. 6 Şubat’ta gördük yıkıcı etkisini. Biz de bu noktada ilçemizde depremin hem öncesi hem de sonrasında alacağımız önlemleri değerlendiriyoruz.
Kentsel dönüşüm bu noktada kaçınılmaz bir rol oynuyor. Bölgemiz de kaçak yapılaşmanın fazla olduğu bir bölge. Bununla beraber 40-50 yıl önce deprem yönetmeliklerinin henüz olmadığı dönemde yapılan yapılar var. Bunlar dönüşecek. Biz şu an büyükşehirle birlikte tüm zemin sondaj çalışmalarımızı bitirdik. Böylece zemin durumumuzu netleştirmiş bulunuyoruz. Yeni yapılaşmanın nasıl olacağına dair bir yol haritası çıkardık. İmar planlarımızı yaptık. Şu anda da 11 farklı noktada dönüşüm çalışmaları yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde bu işi çok yaygın hale getireceğiz. Ufak depremler de aslında bize kendisini hatırlatıyor. Dönüşümün hızlı olması gerektiğini hatırlatıyor. Önümüzdeki dönemde de el birliğiyle bir sürü dönüşüm projesine de imza atacağız inşallah.
Teşekkür ederiz. Sorularımız bu kadardı. Kuşaktan Kuşağa‘nın bu bölümünde konuğumuz Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’dı. Kendisine misafirperverliği ve nazik sohbeti için teşekkür ediyoruz. Bir bölümün daha sonuna geldik. Biz verelim kıssayı, Yıldırımlılar alsın hisseyi efendim…