Maalesef haklı olanları haksız, haksız olanları haklı göstermek marifet olmuş gibi bir dönemi yaşıyoruz.
Haklara saygılı olmayanlar, kendilerini tanımadan, kendilerini bilmeden, gereksiz bir şekilde kendilerini kabul ettirme hırsıyla ve tamahkârlıkla, haksızlıklara rağbet etmeye süratle devam ediyorlar.
"Herkes Öz'ünde kendisini saygı ile kabul ettirmek için yaşar" diyor büyüklerimiz, tabii ki Öz'ün de iseler. Değil iseler, yine herkes kendini kabul ettirmek için yaşar da, saygıyla değil, başka şeylerle!..Ve şikayetler de buradan çoğalmaya ve artmaya devam eder.
Hukuka saygılı olmak, haklara riayet etmek çok güzel, yaşanılması gereken önemli değerler.
Bunun için ne yapmak lâzım?
İlk önce kendimize gelip, belirgin ve bağımsız kişiliğimizle ortaya çıkmamız, haklı ve doğru başarılarla kendimizi kabul ettirmemiz icap eder. Yamuk, yumuk işlerle değil.
"Yaşadığım ortamım nasıl ve neyi beğeniyorsa, ben de öyle olayım" yerine "Biz onların yanlışına karışmayız, onlar bizim içten ve samimi olumlarımıza uysunlar." düşüncesinden harekete geçerek; insanlığımızın gerekleri neyi gerektiriyorsa onu yapmayı vazife ediniriz.
Saflar ayrışmalı, yapıcılar bir tarafa, yıkıcılar bir tarafa... Herkes kendi yerine, saklambaç oynamanın zamanı geçti.
Bugünün tarafları aslında neyin tarafıdır belli değil.