Türkiye’de son dönemde insanların siyaseten en muzdarip oldukları konu AK Parti-CHP ikileminden ve türevlerinden başka bir seçenek-lerinin olmayışıydı. Bu nedenle de halkımız siyasetten ve politikadan uzaklaştı ve siyasilerden beklentisi kalmadığı bu dönemde yapılan anketlerde kararsız ve oy vermeyeceğim diyen seçmen oranının ‘e vardığını gördük. Bunun yansımalarını önce 14 Mayıs döneminde çok net şekilde gördük. İki kutuplu siyasi anlayış Türkiye’yi sıkıntıya sokmaktaydı ve insanlar oylarını çaresizlik hissiyatı içinde kullanıyor-lardı.

Yeniden Refah ve Sayın Fatih Erbakan tam da bu dönemde ülkemize adeta bir ilaç gibi geldi. 28 Mayıs sonrası itidalli duruşu, yerel seçim öncesi tavizsiz yaklaşımı, Gazze’deki zulmü unutturmamak için verdiği mücadelesiyle yediden yetmişe herkesin gönlünü kazandı.

Aslına bakarsanız siyasete girdiği günden beri kozlarını çok açık oynuyor Fatih Erbakan. Önce Cumhurbaşkanı adayı oldu. Ardından gelen ittifak tekliflerini koltuk veya makam değil ilke üzerinden değerlendirdi ve o şekilde bir siyaset kurguladı. Bu ilkelerin başında faizin yükseltilmemesi ve toplum yapısını bozan dernek ve kurumlara taviz verilmemesi vardı.

 Anlaşmaya uyulmadığını gördükleri gibi de desteklerini çekip kendi adaylarıyla seçime gitme kararı aldılar. Bu iradeyi koymak bile başlı başına çok mühim bir başarıyken üstüne üstlük İBB adaylığını çekmesi için çağrı yapan Cumhurbaşkanımıza verdiği cevapla adeta siyasetin nasıl olması gerektiğini, çıkar için değil idealler ve ilkeler için nasıl siyaset yapılacağını gösterdi. Sayın Erbakan en amiyane tabirle dedi ki “Bizden destek istiyorsanız birinci koşul Gazze, ikinci koşul da toplumun ekonomik refahıdır.” Bu pazarlığı yaparken partisi için kent uzlaşısı adı altında İstanbul’dan 3-4 ilçe isteyebilirdi. Ayrıca yine bazı illeri isteyip garantiye oynayabilirdi. Ancak bu kozları kullanmayıp ilke ve ideoloji üzerinden bir pazarlık yürütmesi istikbalinin ne kadar parlak olabileceğini ve söylenenin aksine liderlik vasıflarının ne kadar yeterli olduğunu gösteriyor.

Yerel seçimlerin 3. Partisi olarak çıkan ve son zamanlarda en hızlı üye kaydı yapan Yeniden Refah Partisi bu başarısı ve halktaki teveccühü-nün yansıması olarak sürekli ekranlarda olması gereken bir dönemde ne yazık ki bazı güçlerin telkini ile ulusal basında ambargo görmek-tedir. Yazılı ve görsel basında hak ettiği yeri bulamıyor yada kasten verilmiyor. Bunun en önemli nedeni ise İsrail politikası, hükümetin yanlışlarını en net şekilde söyleyen parti olmasıdır. Hükümet ileriye yönelik kendisine en güçlü rakibin kim olduğunu anlamış olmalı ki, gerek Fatih Erbakan’a gerekse de Yeniden Refah Partisine her türlü yaptırımı yapmaktan kaçınmıyor.

Türk siyaset tarihi incelendiğinde Türk halkının iradesinin engellene-meyeceği, Türk seçmenin zulme karşı dik durduğunu ve eninde sonunda layık olanı iktidar yaptığı görülecektir.

 Sayın Fatih Erbakan ve ekibinin siyasi tavrının bana göre özeti  şudur. “Alınan belediyeler, vekillikler ve koltuklar günlük başarılardır, tabanın gönlünü hoş tutmaya yarar. İlkeli siyasetse iktidar yapmasa bile muktedir yapar.”